•  Karara Konu Olayın Özeti: İlgili Kişilerin İddiaları

Şübhelilerin parmak izi, DNA profili ve hücre örneklerinin ulusal bir veri tabanına aktarılmasına ilişkin bir başvuruyu değerlendirdiği bu kararda mahkeme, herhangi bir kayıt altına alınabilir suç dolayısıyla istenilen yaştaki bir kişinin parmak izi ve DNA örneklerinin belirsiz bir süre saklanmasına izin veren uygulamayı Sözleşme`nin 8. Maddesine aykırı bulmuştur. 

Söz konusu karar kişisel veri olarak sınıflandırılan DNA profili ve hücre örneklerinin saklanması kapsamında genel olarak saklama süresinin sınırlandırılması ilkesi doğrultusunda değerlendirilecektir.

Davada adıgeçen Bay S. ve Bay Marper Birleşik Krallık vatandaşlarıdır ve 2001 yılında farklı suçlarla itham edilmiştir. Onların parmak izleri ve DNA örnekleri, yakalandıkları sırada alınmıştır. Bununla birlikte, yargılamanın neticesinde hüküm giymemişlerdir. Yakalama anında 11 yaşında olan Bay S. beraat etmiş, buna karşılık Bay Marper alehindeki dava, müştekinin şikayetini uzlaşma sonucunda geri alması nedeniyle düşürülmüştür. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki şikayetlerinde ise kendilerinden alınan örnekler ile bunlardan elde edilen profillerin, yetkili mercilerden yaptıkları taleplere karşın silinmediyini gerekçe olarak göstermişlerdir.

  1.  Hükumetin Savunması

Hükümeti savunması özellikle örneklerin saklanılmasından kazanılması umulan menfaat üzerine odaklanmaktadır. Söyle ki, DNA profillerinin depolanması sonucunda, büyük bir veri bankası oluşturuluyor ve bunun da Avrupanın en önde gelen DNA veri bankası olduğu düşünülüyor. Hükümet  bu durumun hali hazırda pek çok suçun çözülmesine yardımcı olduğunu belirtmiştir. 

 

  • Mahkemenin Değerlendirmesi

Mahkeme demokratik bir toplumda her kesin özel hayata saygı hakkının olduğunu ve söz konusu verilerin saklanmasının bu hakka müdahale teşkil ettiğini belirterek, Sözleşme’nin 8. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, devletin kişisel verilerin saklanmasına başvurmanın muhtemel faydaları ile özel yaşam açısından söz konusu olan önemli menfaatler arasında dikkatli bir şekilde denge kurulmasında özel bir sorumluluk sahibi olduğunu belirtmiştir. Henüz hakkında mahkumiyet kararı verilmemiş şübhelilerin parmak izlerinin, hücre örneklerinin ve DNA profillerinin bu davada olduğu gibi genel bir uygulama şeklinde ve ayrım gözetmeksizin saklanmasının, kamu yararı ile kişisel menfaatler arasında adil bir denge tesis edemediği sonucuna varılmıştır.

Belirtmek gerekir ki, mahkeme kararında sözügeçen verilerin yalnızca gelecekteki olası kullanım ittimaline değil, aynı zamanda bu verilerden daha kapsamlı kişisel verilerin elde edilebileceği gerçeğine dayanmıştır. İngiltere ve Gallerin örneklerin ve verilerin sınırsız süreyle kullanılmasına izin veren tek hukuk düzeni olarak göze çarpması; DNA verileri ve profilleri vasıtasıyla çözülen olayların, şikayette bulunulan söz konusu önlemler olmasaydı çözülemeyecek olduğunu gösteren yeterli delilin sağlanmadığı; Saklama işleminde verilerin konu suçun niteliği, yakalanan kişinin yaşı ve dikkate alınması gereken diğer husulardan bağımsız biçimde saklandığı kararda belirtilmiştir. Ek olarak ise Bay S. dava sırasında küçük olduğu için Hükümet tarafından alınan önlemlerde ayrık tutulmamış olmasının ve küçüklere ait verilerin saklanmasının yıkıcı sonuçlarının olabileceği söylenmiştir.

 

  • Kararın Değerlendirilmesi.      

Kararda işaret edildiği üzere çoğu sözleşmeci devletler cezai kovuşturma dolayısıyla hücre örnekleri alınmasına izin vermektedir. Bu izin belirli ağırlıktaki suçları işlediğinden şübhelenilen kişiler için geçerlidir. Bu zaman ilgili kişilerin tahliye edilmeleri, aklanmaları veya sınırlı bir sürenin geçmesinin ardından veri tabanlarında yer alan örneklerin kaldırılması veya yok edilmesi öngörülür. 

İngiltere ve Gallerdeki uygulama ise oldukça geniş kapsamlı olmakla beraber herhangi bir ayrım da öngörülmemektedir. Bu özellikle somut olayda aşağıdaki faktörlerin varlığında belirgindir:

  • Veriler özlerine bakılmaksızın tutulabilmesi;
  • Verilerin saklanılması ile bireyin işlediğinden şübhelenilen suç arasında orantı kurulmaması;
  • İlgili kişinin yaşı dikkate alınmaksızın verilerin tutulması;
  • Verilerin tutulma süresine bi sınırlama getirilmemesi;
  • Aklanan kişinin verilerinin ulusal veri bankasından çıkarılmasını veya bu bilgilerin yok edilmesini sağlamak için çok sınırlı bir olanağın tanınması.

  Diğer Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında söylemek gerekir ki, Birleşik Krallıkta bu yönteme daha sık başvuruluyor. Bu da veri tabanlarında yeterli düzenlemenin yapılmamasından kaynaklanıyor.

Söz konusu kararda Mahkeme de beraat eden veya haklarındaki süçlama düşen kişilerin verileriyle ilgili Avrupa Konseyi`ne üye devletler arasında İngiltere ve Galler hukuk sisteminin  sistematik ve sınırsız süre saklanmasına izin veren tek sistem olduğunu belirtmiştir. 

Örneğin İsveç’te suçlular yalnızca iki seneden uzun süreyi hapiste geçirirse profilleri tutulmaktadir. Norveç`te ve Almanya’da DNA örneklerinin kalıcı olarak tutulabilmesi icin mahkeme kararı gerekmektedir. 2005 yılından beri ABD ise FBI tarafından yakalanan kisilerin DNA örneklerini alabilmektedir. Buna rağmen kişinin suçsuzluğu ıspat edildiği halde istek üzerine bu verilerin silinmesi olanaklıdır. 

İngiltere’de ise ilgili veri tabanında yer alan DNA profilleri 5 milyondan fazla kişini içerir ve bu konuda dünya üzerindeki en geniş veri tabanini oluşturmaktadır. Bunlardan yaklaşık bir milyon kişi hiçbir suçtan mahkum edilmemekle beraber, yaklaşık yarım milyonunu da çocuklar oluşturmaktadir.

Sözkonusu kararda AİHM verilerin süresiz olarak tutulmasında yarışan kamu menfaati ve başvurucuların menfaatini tartmıştır. Beraat eden kişinin verisinin yok edilmesi için kişinin önceki tutukluluk süresi, suçun ciddiliği gibi belirli kriterler bulunmamakla beraber, onun verisini tıpkı mahkum olan kişininki gibi tutulması masumiyyet karinesine aykırı olup ayrıca kişinin damgalanmasına da yol açar.

Buna karşılık olarak ise kararla ilgili Birleşik Krallıktan gelen tepkiler Yazılı ve görsel iletişim araçlarında yer alan ve AİHM’in sözügeçen kararını destekleyen çeşitli yorumlarla beraber, verilerin tutulma süresini sınırlayan hükümler içeren yasal düzenlemelerin hazırlanmasına yöneliktir.

 

Hazırlayan: NURANA ASLANOVA